Tüp bebek ile Mikroenjeksiyon Arasındaki Fark Nelerdir?

Tüp bebek ile Mikroenjeksiyon Arasındaki Fark

Tüp bebek tedavi yöntemi, en başarılı yardımcı üreme yöntemidir. Bu yönteminin geliştirilmesi amacı ile her geçen gün yeni yöntemler ve yeni ilaç teknolojileri keşfedilmektedir. Tüp bebek tedavisi, her yüz çiftten yaklaşık olarak 20’sinin çocuk sahibi olmak için ihtiyaç duyduğu bir işlemdir. Ülkemizde 3 milyondan fazla çiftin bu yöntemler sayesinde çocuk sahibi olması sağlanmıştır.

Tüp bebek yönteminde anne adayına uygulanan ilaç tedavileri sonucunda birden fazla yumurta elde edilir. Bu yumurta hücrelerinden en kaliteli olanları tespit edilir. Daha sonra baba adayından sperm örneği alınır. Alınan sperm örneği arasından seçilen kaliteli spermler, yumurta hücresi ile döllendirilir. Oluşan embriyo, anne adayının rahmine transfer edilir.

Ancak çeşitli durumlarda, şiddetli erkek kısırlığı sebebiyle sperm hücresinin yumurtayı döllemesi mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlar için geliştirilmiş yöntemlerden en başarılısı ise mikroenjeksiyon yöntemidir. Mikroenjeksiyon yönteminde baba adayından alınan spermler, 400 kat büyütülerek incelenir. En kaliteli sperm hücresi tespit edildikten sonra ise seçilen yumurta hücresinin içerisinde enjeksiyonla transfer edilir. Bu sayede döllenme işlemi, uzmanlar tarafından desteklenerek gerçekleşir. Mikroenjeksiyon aktarılmak istenen DNA parçasının doğrudan fiziksel bir yöntemle hücrenin çekirdeğine iletilmesi prensibiyle uygulanır.

Bu yöntem sayesinde, sperm sayı ve kalitesi az olan erkeklerin en kaliteli tek bir sperm hücresiyle çocuk sahibi olma şansı yakalanmaktadır. Döllenme aşaması dışında, tüm aşamalar tüp bebek tedavisinde olduğu gibidir.

İlk mikroenjeksiyon uygulaması ne zaman yapıldı?

Türkiye’de ilk mikroenjeksiyon uygulaması 1992 senesinde yapılmıştır. Erkek kaynaklı kısırlık sorunlarında, mikroenjeksiyon yöntemi devrim niteliğindedir. Yalnızca erkek kısırlıklarında değil; yumurtanın sperme geçit vermeyeceği durumlarda, döllenme başarısızlıklarında, ilerleyen anne adayına ve yumurta sayısı olan anne adaylarına uygulanmaktadır.

Bu olumsuzluklar, mikroenjeksiyon yöntemi ile aşılabilmekte ve tüp bebek tedavisinde başarı şansı artmaktadır. Modern tıptaki yardımcı üreme yöntemleri klasik tüp bebek veya in-vitro fertilizasyon (IVF) ve mikroenjeksiyon ya da başka bir deyişle intrasitoplasmik sperm enjeksiyonudur (ICSI). Tüp bebek ve mikro enjeksiyon arasındaki fark ise, döllenme şeklinin farkıdır.

Mikroenjeksiyon, tıbbi literatürde kısaltılış haliyle ICSI olarak ifade edilir. Mikroenjeksiyon yönteminde, sperm hücresi, yumurta hücresinin içerisine direkt olarak aktarılır.

Mikroenjeksiyon ile tüp bebek yönteminin farkları nelerdir?

Klasik tüp bebek yönteminde, elde edilen yumurta hücresinin etrafına sperm hücreleri bırakılır ve sperm hücrelerinden birinin yumurtayı döllemesi beklenir. Mikroenjeksiyon yönteminde ise belirli bir yumurta hücresinin içine, belirli bir sperm hücresi enjekte edilir. Bu sayede döllenme şansa bırakılmamış olur.

Bu aşama dışında tüp bebek tedavisinde geçilen aşamalar aynıdır. Tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemi arasındaki tek fark döllenme yönteminin farklı olmasıdır. Bu yöntemler sonucu dünyaya gelen çocuklarda herhangi bir fark olmaz. Anomali riski, ya da riskli gebelik riski iki yöntemle de oluşan gebeliklerde aynıdır.

Mikroenjeksiyon yönteminde elde edilen sperm hücrelerinden yalnızca bir tanesi kullanılır. Bu sayede de şiddetli erkek kısırlıklarında elde edilen tek bir sperm hücresiyle dahi gebelik şansı bulunmaktadır.

Mikroenjeksiyon tekniğinin avantajları nelerdir?

  • Mikroenjeksiyon yönteminde döllenme başarı daha yüksektir.
  • Sperm sayı ve kalitesi az olan erkeklerin dahi bu yöntemle çocuk sahibi olma şansı vardır.
  • Mikroenjeksiyon yöntemi, elde edilen tek bir sperm hücresiyle dahi çocuk sahibi olma şansı doğurmaktadır.
  • Mikroenjeksiyon yöntemi ile dünyaya gelecek çocuklarda anomali riski daha yüksek değildir.

Mikroenjeksiyon nasıl uygulanır?

Mikroenjeksiyon yönteminin uygulanması için az da olsa sperm hücresine ihtiyaç duyulmaktadır. En kaliteli spermin seçilmesi için çeşitli laboratuar işlemleri gerçekleştirilir. Ardından en kaliteli yumurta hücresi belirlenir ve sperm hücresinin hareketsizleştirilen kuyruğu çok duyarlı mikroskopik enjektörler yardımı ile alınır. Alınan sperm enjektör aracılığı ile yumurta hücresinin içine konur. Bu uygulama öncesinde, yumurta etrafındaki hücreler temizlenmektedir. Olgun yumurta metafaz 2 aşamalı olarak yapılır, metafaz 2 aşamasında olan yumurta hücresi tercih edilerek döllenme olayı gerçekleştirilir.

Hangi hastalar mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi için uygun olabilir?

  • Sperm sayısı az olan erkek adaylar,
  • Mikro TESE yöntemiyle sperm elde edilen erkek hastalar,
  • Menide spermi bulunmayan hastalar,
  • Sperm şeklinde ve morfolojisinde bozukluklar olan erkek hastalar,
  • Kısırlık sebeplerinden olan antisperm- antikorlar olan kişiler,
  • Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları,
  • Preimplantasyon genetik tanı (PGD) uygulanacak hastalar,
  • Sebebi bilinemeyen kısırlık problemi yaşayan kişiler mikroenjeksiyon yöntemi için uygundur.

Mikroenjeksiyon yöntemi sayesinde döllenme kesinlikle gerçekleşir mi?

Mikroenjeksiyon yönteminde, sperm hücreleri mikroskobik yöntemlerle yumurta hücresine aktarılır. Genellikle döllenme gerçekleşmesi beklenir. Ancak kalitesi sperm ve yumurta hücreleri,  mikroenjeksiyon yöntemine rağmen döllenmeyebilir. Bundan dolayı da farklı yöntemlere başvurmak gerekebilir. Daha kaliteli sperm hücresi tespit etmek adına IMSI yöntemlerine başvurulabilir. Sperm kalitesini belirleyen en önemli etkenlerden bir başkası da embriyoloji uzmanının (embriyolog) ne kadar deneyimli olduğudur.

Mikroenjeksiyon yöntemi uygulananlarda hamilelik ihtimali ne kadardır?

Mikroenjeksiyon yönteminde döllenme ve gebelik oranları klasik tüp bebek yöntemine göre daha fazla olmaktadır. Başarı şansının artması ve ya da azalması çiftin kısırlık durumlarına, üreme hücrelerin kalitesine göre değişebilmektedir. Ancak başarı şansı genellikle %50-70 arasındadır. Mikroenjeksiyon yöntemiyle dahi her zaman için döllenme sağlanamayacağı bilinmelidir.

Mikroenjeksiyon ile klasik IVF tüp bebek yönteminin farkı nedir?

Klasik tüp bebek tedavisinde yani IVF yönteminde sperm hücreleri, yumurta hücresinin etrafına koyulur. Bu aşamada en kaliteli sperm hücresi, yumurta hücresini kendiliğinde döller. Bu döllenme, normal yolla oluşan gebeliklerdeki gibi bir döllenmedir. Bu olay, kadının tüpleri içerisinde değil, laboratuar ortamında gerçekleştirilir.

ICSI yani mikroenjeksiyon yönteminde ise, erkeğin yalnızca tek bir spermi alınır ve yumurta hücresinin içerisine kendiliğinden döllenme beklenmeden enjekte edilir. Bu sayede döllenme, daha kısa sürede ve daha yüksek şans ile sağlanır.