Kısırlığı Arttıran Faktörler Nelerdir?

Doğurganlık şansının tespit edilmesi için erkek ve kadın hastaya çeşitli muayene ve tetkikler yapılmaktadır. Yapılan sperm analizi ile baba adayının sperm kalitesi ve sayısı belirlenir.  Erkeklerin sperm sayısı az ise Mikro TESE gibi yöntemlerle tüp bebek tedavisi denendiğinde çocuk sahibi olabilmek mümkündür. Kadınlarda ise durum daha komplikedir.

Şayet, anne adayı 35 yaşından küçükse, bir sene boyunca düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik meydana gelmemişse, mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır. Kısırlığı tetikleyen birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin araştırılması ve tedavi edilmesi, gebelik şansını arttıracaktır.

  • Adet düzensizliği:

Kadınların senede 2 defa adet düzensizliği yaşaması normal kabul edilir. Ancak bir sene içerisinde 2 den fazla adet düzensizliği söz konusu ise, yumurtlama ile ilgili sorunlar meydana gelebilmektedir. Adet düzensizliklerine yol açan faktörlerin araştırılması ve tedavisinin sağlanması gerekmektedir.

Normal olarak adetler 21-35 günde bir olabilir. Bu süreçten daha kısa ya da uzun aralıklarla adet görmek anormal bir durumdur. Bununla beraber bir ayda iki defa adet görmek ya da iki ayda bir adet görmek, yumurtlamada çeşitli sorunların olduğunun göstergesidir.

  • Yumurtalık rezervleri:

Kız çocuklarının yumurtalık rezervleri, anne karnındayken belirlenir.Hamileliğin dördüncü ayındayken yumurtalık rezervleri en yüksek seviyeye ulaşmaktadır. Kız çocuğu dünyaya geldiğinde yaklaşık olarak 2 milyon yumurtalık rezervi mevcuttur. Ergenlik dönemine kadar bu rezervler 300 bine kadar düşer. Her adet döneminde de düşmeye devam eder. Menopoz dönemine girildiğinde ise yumurta sayısı tükenmiştir ve nihayet adetler kesilir. Yumurtalık rezervlerinin 35 yaşına kadar, sağlıklı bir kadında iyi durumda olduğu düşünülebilir. 35 yaşından sonra daha hızlı azalan yumurtalık rezervleri gebe kalamamaya yol açabilir. Kısaca bir kadının en doğurgan yaşı 20-35 yaşlar arasıdır. 35 yaşından sonra ise doğurganlık yetisi hızla düşer.

  • Çevresel etkenler:

Çevresel etkenler, erkek adayları daha çok ilgilendiren bir durumdur. Erkekler, yaş etkisi olmadan hayatları boyunca sperm üretimi yaparlar. Sperm üretimi 3 ay sürmektedir. Bu süreçte maruz kalınan kimyasallar, radyasyon, GDO içeren besinler, atık maddeler, aşırı sıcağa maruz kalma gibi faktörler sperm hücrelerinin kalitesinde düşmeye yol açacaktır.

Kadınlarda ise yaş faktörü oldukça önemlidir. Yaş ilerledikçe yumurta üretimi azalır. Buna bağlı olarak stres, sigara kullanımı, cinsel hastalıklar, geçirilen enfeksiyonlar gibi faktörler yumurta kalitesinin bozulmasına ve sayıca düşmesine yol açar.

  • Yaşam tarzı ve sigara:

Gebelik şansının azalmasına yol açan en önemli faktörlerden bir diğeri de yaşam tarzıdır. Örnek olarak kişi sigara kullanıyorsa, yumurtalıkları daha erken yaşta tükenecektir. Yumurta hücrelerinin kalitesini de azaltan sigara, gebe kalma şansını düşürmektedir. Sigara üreme organlarına doğrudan etki etmenin yanı sıra; damarları daraltan ve kanın oksijen taşıma oranını düşüren bir etkisi olduğu için yumurtalık fonksiyonları da bozar. Bu etkisiyle de gene, üreme yetisinin azalmasına sebep olur.

Menopoz yaşı, sigara kullanan kadınlarda daha erkendir. Sigara kullanımı menopoz yaşını yaklaşık olarak 3 sene geriye geçektir.

Bundan dolayı da gebelik isteyen çiftlerin, en az 3 ay önce sigara bırakması ve sağlıklı bir yaşam tarzına geçiş yapması beklenmektedir. Alkolden uzak durmak, düzenli egzersiz yapmak, aynı saatte uyuyup, aynı saatte uyanmak, kafeinli içeceklerden uzak durmak gerekmektedir.

Tüp bebek tedavisine ne zaman başvurulmalı?

Çiftler bir sene boyunca korunmadan ve düzenli şekilde cinsel ilişkide bulunmuş ise ancak gebelik sağlanamamış ise mutlaka bir uzmana başvurmalıdır. Doğal yollardan gebelik için bekleme süresi 35 yaşından küçük olan kadınlar için bir sene iken, 35 yaşından büyük olan kadınlar için 6 aydır.

Ancak aşağıdaki durumlar mevcutsa, bir sene beklemeden bir uzmana başvurulmalıdır:

  • Kronik enfeksiyon,
  • Düzensiz adet kanamaları,
  • Adet dönemi dışı kanamalar,
  • Pelvik ağrılar.

Kürtaj doğurganlığı etkiler mi?

Kürtajın cerrahi bir işlem olması sebebiyle, çeşitli komplikasyon riskleri mevcuttur. Uzman kişiler tarafından uygulanmayan kürtajlar, kısırlığa yol açabilir.

Kürtaj riskleri ise:

  • rahim içinde yapışıklıkların meydana gelmesi,
  • enfeksiyon riski,
  • kanama riski,
  • rahmin delinmesi olarak özetlenebilir.

Kürtaj işleminin uzman ellerde usulüne göre yapılması sonucunda bu yan etkiler oldukça nadir görülmektedir. Ancak bu yan etkilerin görülmesi, kısırlık sorununu tetiklemektedir. Özellikle de rahim içindeki yapışıklıklar gebe kalmayı zorlaştırabilir, gebelik oluşsa dahi bebeğin tutunmasını engelleyebilir.

Kısaca doğurganlığı etkileyen faktörler:

  • Yumurta sayısı:

Kadınlar belirli bir yumurtalık rezervi ile dünyaya gelmektedir. Yaklaşık olarak 2 milyon adet yumurta ile doğan kız çocuklarının, ergenlik dönemine kadar bu yumurta sayısı 300 bine düşmektedir. Menopoz dönemine kadar azalmaya devam eden yumurtalar, menopozda tükenmektedir. Bu sebeple de yaş ilerledikçe gebe kalma şansı azalmaktadır. Bu azalma, 35 yaşından sonra daha net bir şekilde görülebilmektedir. Sigara kullanmak ve kemoterapi tedavisi görmek yumurta ölümünün hızlanmasına yol açar.

  • Adet düzeni:

Adetlerin düzenli olması, düzenli yumurtlama ile ilişkilidir. Bundan dolayı da adetlerin düzenli olup olmadığını belirlemek için mutlaka sonra adet tarihleri kayıt altında tutulmalıdır. Şayet herhangi bir düzensiz söz konusu ise mutlaka bir uzmana başvurulmalı ve bu durumun sebepleri tespit edilmelidir.

  • Bazal vücut ısısı:

Bazal vücut ısısının artması, yumurtlama zamanlarının tespit edilmesine yardımcı olur. Yumurtlama döneminde girilen cinsel ilişkilerde, gebelik şansı artmaktadır.

  • Fallop tüpleri:

Fallop tüplerindeki tıkanıklık, doğurganlık yetisini olumsuz etkilemektedir. Kadın kaynaklı kısırlık sorunlarının yaklaşık yüzde onu fallop tüplerinin tıkalı olması ile meydana gelmektedir. Tüplerin tıkanması, cinsel hastalıklar kaynaklı olabilir.

  • Stres:

Stres, kısırlığı tetikleyen en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Yoğun strese maruz kalmak, adetlerin gecikmesine yol açarak yumurtlamayı olumsuz etkileyebilmektedir.

  • Sperm sayısı:

Sperm sayısının yeterli ve kaliteli olması gebelik sağlanması için oldukça önemlidir. Baba olmak isteyen erkek adayların mutlaka bir sperm analizi yapması gerekmektedir.

  • Beslenme düzeni:

Beslenme düzeninin dengesiz olması, kısırlığı etkileyen bir faktördür. Fazla kilolu ya da aşırı zayıf olmak, gebe kalma şansını etkilemektedir.Beslenme düzeni, kişinin ideal kiloda olacağı şekilde yeniden düzenlenmeli, günlük olarak yeterli vitamin, mineral ve protein alınmalıdır.

  • D vitamini:

D vitaminin eksik ya da yetersiz alınması, hamile kalma yetisini azaltan bir faktördür. Hamile kalmaya çalışan anne adaylarının D vitamini alması gerekmektedir.

  • Yaş faktörü:

Hamile kalma yetisi, yaşın ilerlemesiyle beraber azalmaktadır. Bundan dolayı da gebe kalmak için çok beklememek, oldukça önemlidir.