Tekrarlayan düşükler; tıp literatüründe Habitüel, Rekkürren Abortus olarak adlandırılmaktadır. Hamileliğin 20. haftasından önce üç ya da daha fazla kendiliğinden düşük yani abortus gerçekleşmesidir. Çiftlerin yaklaşık %1-2 ‘sinde tekrarlayan düşükler problemi ile karşılaşılmaktadır.
Düşük yani abortus kanama ile başlar; fakat gebelikte yaşanan her kanama düşük anlamına gelmez. Düşük şüphesi nedeni ile kanama durumunda hemen doktora başvurulması gerekir.
Düşük çeşitleri
- Düşük tehdidi: Gebeliğin ilk haftalarında yaşanan kanama; düşüğe sebebiyet verebilir.
- Kaçınılmaz düşük: Dölyatağı boynu açıldığı takdirde düşük gerçekleşir.
- Tamamlanmamış ya da eksik düşük: Gebelik sürmektedir, dölyatağının içindeki oluşum henüz vücuttan dışarı atılmamıştır. Ayrıca dölyatağının büyümesi de durmaktadır.
Düşük belirtileri
- Karnın orta alt kısmında, hissedilen kramp ve ağrı beraberinde görülen kanamalar yaşanırsa
- Kanama gözlemlenmese dahi hissedilen ağrının bir günden uzun sürmesi veya şiddetini arttırması halinde
- Kanama adet kanaması gibi olursa veya açık renkli bir akıntı üç günden uzun bir süre devam ederse düşük gerçekleşebilir. Bu gibi bulgularla gebelik sürecinde karşılaşılırsa düşük şüphesi ile doktora başvurulması gerekmektedir.
Düşük nedenleri
- Hormonlarla ilgili problemler veya kadının hastalıkları
- Sigara, alkol ,ilaç kullanımı, sağlıksız beslenme ,fazla kafein tüketimi radyasyon veya toksit maddeler maruz kalma gibi çevresel etkenler
- Kadının travma geçirmesi
- Doğumsal uterin anomalleri
- Kadının yaşı
Kadının yaşı ilerlediğinde gebelik gerçekleştiği takdirde düşük riski artmaktadır. Bu risk oranları ise;
- 30 yaş altı risk % 7-15
- 30-34 yaş arası altı risk % 8-21
- 35-39 yaş arası altı risk % 17-28
- 40 yaş üstü risk % 34-52
Düşüğün tekrarlama riski nedir?
Bazı kadınlarda arka arkaya düşükler yaşanmaktadır. Kadının öyküsünde düşük varsa tekrar düşük yapma riski de artmaktadır. Bu oranları incelemek gerekişe;
- 1 düşük ardından risk % 15
- 2 düşük ardından risk % 24
- 3 düşük ardından risk % 30
- 4 düşük ardından risk % 40-50
Bir kadının en az iki kere arka arkaya düşük yapması gibi “tekrarlayan düşükler” ile karşılaşılmaktadır. Peki, tekrarlayan düşük sebepleri nelerdir?
- Erkeğe ve kadına ait genetik anomaliler
- Yapısal bozukluklar
- Doğuştan rahim anomalileri
- Rahim ağzı yetmezliği
- Rahim içi yapışıklıklar
- Miyomlar
- Endometriozis
- Kronik hipertansiyon
- Böbrek hastalıkları
- Sistemik lupus eritematozis (SLE)
- Antifosfolipid antikor sendromu
- Çölyak hastalığı
- Tiroid hastalıkları
- Hormonal bozukluklar
- Progesteron hormonu eksikliği
- Şeker hastalığı
- Polikistik over sendromu
- Prolaktin hormonu yüksekliği
- Listeria, mycoplasma, ureaplasma gibi enfeksiyonlar
- İmmunolojik (Bağışıklık sistemi ile ilgili) bozukluklar
- Antifosfolipid antikorları
- Sperme karşı antikorlar
- Bağışıklık sistemi dengesizliği
- Kollajen doku hastalıkları
- Sigara
- Alkol
- Fazla kahve tüketimi
- Organik çözücüler
- Ağır metaller (Hg, Pb)
- Anestetik gazlar
- Gebeliği tehdit eden bazı ilaçların kullanımı
- Kronik sağlık sorunları
- Yorucu ve ağır spor aktiviteleri
Gerçekleşmesinde pek çok etkenin rol oynadığı tekrarlayan düşüklerde tedavi
- Yukarıda bahsi geçen sebeplerden herhangi biri kadında rastlanırsa düşük tedavisi için bu etkenin giderilmesi adına tedavi uygulanır.
- Bazı kadınlara aspirin ve/veya pıhtılaşmayı önleyici yani kan sulandırıcı iğneler ile tedavi uygulanır.
- Açıklanamayan tekrarlayan düşüklerde ampirik olarak düşük doz aspirin tedavisi uygulanır.
- Rahim içinde miyom, polip gibi oluşumlar gözlemlenirse bu oluşumlar cerrahi işlem ile alınır.
Açıklanamayan tekrarlayan düşükler
Tekrarlayan düşük vakalarının yarısında nedeni saptanabilirken kalan yarısında gerçekleşme sebebi açıklanamamaktadır. Nedeni açıklanamayan tekrarlayan düşüklerde gebeliğin gerçekleşme şansı %70-75 arasıdır. Bu durumda bazı hastalara ampirik olarak aspirin tedavisi uygulanmaktadır yanı sıra sıkı kontrol ve psikolojik destekle de fayda sağlanmaktadır.
Kadın karnında ölen bebek anneyi zehirler mi?
Herhangi bir sebepten dolayı bebek kadının karnında öldüğü takdirde kadının kanına geçen birtakım maddeler kan pıhtılaşma mekanizmasını negatif yönde etkileyebilir. Gerçekleşen bu durum halk arasında ölü bebeğin anneyi zehirlemesi olarak adlandırılır.
Bebek öldüğünde gebelik haftası ne kadar ilerlemiş ve ölümün ardından ne kadar uzun süre geçmişse sorunla karşılaşma ihtimali o kadar fazladır. Pıhtılaşma bozukluğu sorunu basit bir sorun olabileceği gibi ciddi bir probleme de dönüşebilir.
Bebeğin öldüğünün tespit edilmesinin ardından vakit kaybetmeden gebeliğin sonlandırılması gerekir. Gebeliğin sonlandırılması öncesinde kadındaki pıhtılaşma bozukluğunun düzeyinin de incelenmesi ve gerektiği takdirde her olasılık düşünülerek kadının kan grubuna uygun olan taze kan bulundurulmalıdır.
